11 Haziran 2018 Pazartesi

KLOSDAG ile Frig Vadileri



KLOSDAG ile Frig Vadileri (02-03 Haziran 2018)
Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı
www.huseyinsari.net.tr
Kulvar Lokal Santral Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü (KLOSDAG) ile gizemli Frig
Vadileri’ni keşfetmek ve yaklaşık 3000 yıl önce bu Vadilerde yaşamış ve parlak bir uygarlık
kurmuş, efsaneleri ile ünlü Friglerin izlerini günümüz gezginlerinin sürmesi için oluşturulmuş Frig
Yolu’nun bazı parkurlarını yürümek üzere Frigya’ya gidiyoruz.
Frigya
02 Haziran 2018 Cumartesi
Bizi Frigya’ya götürecek özel aracımız İncirli’den başlayarak belirlenen duraklarda katılımcıları
toplayıp E5 boyunca geliyor. Saat 01.50 gibi Güzelyalı Köprüsü’nün altından beni ve son
katılımcımız Ali’yi de Gebze’den aldıktan sonra Frigya’ya yöneliyoruz. Dost ile birlikte toplam 28
kişiyiz. Kaptanımız Mustafa İnan.
Bilecik, Eskişehir (06.00) ve Seyitgazi üzerinden geçerek Friglerin en etkin oldukları, arkeoloji
literatüründe “Dağlık Frigya” olarak anılan Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya il sınırlarınını
kesiştiği coğrafyada günü karşılıyoruz. Saat 07.30 gibi Eskişehir’in Han ilçesine bağlı Yazılıkaya
Köyü’nde oluyoruz. Köy ismini, köyün hemen üst başında bulunan ve en görkemli Frig anıtı olan
Midas Anıtı’ndan alıyor.
2/16
Köy girişinde bulunan Tutkun Kafeterya’da Cevdet Bey ve Sevinç Hanımın bizler için hazırladığı
hıçın börekli kahvaltımızı keyifle yiyoruz. Niğde’den Çiğdem, Sedat, oğulları Deniz ve Niğde
Üniversitesinde ziyaretçi profesör olarak bulunan Avusturalyalı Ian’da bize katılıyor.
Yazılıkaya Köyü, Han-Eskişehir
Kahvaltının ardından hep birlikte Yazılıkaya platformunu dolaşmaya gidiyoruz. Platform,
Yazılıkaya Vadisi’nin güney ucunda olup Akpara, Gökgöz, Pişmiş ve Kocabaş Kale gibi doğal
kaleler tarafından çevrelenmiş. Vadi tabanından 60-70 m yüksekte bulunan bu kayalık platform 650
m uzunluğunda ve 320 m genişliğindedir; üzerindeki çok sayıdaki anıt, sunak, anıtsal mezar ve
sarnıçlardan buranın Frigler için önemli bir kutsal mekan olduğu anlaşılmaktadır.
Platformun girişinde, Frig Yolu boyunca kullandığımız kırmızı-beyaz yol işaretleri hakkında ekibi
bilgilendiriyorum. Yazılıkaya platformunun doğu yüzünde bulunan 17.0x16.5m boyutlarındaki
anıtsal ölçekteki muhteşem Midas Anıtı’nı, karınca yuvasını andıran Kırkgöz Kale’yi, merdivenli
tüneli, Bitmemiş Anıt’ı, antik yolları, görkemli su sarnıçlarını, platformun üstünde bulunan sunak ve
kayaya oyulmuş yaşam alanlarını görecek şekilde platformun çevresinde büyük bir tur atıyoruz; tura
başladığımız Midas Anıtı’nın önüne inerek buradaki gezimizi sonlandırıyoruz.
3/16
Yazılıkaya Midas Anıtı, Yazılıkaya Köyü, Han-Eskişehir
Yazılıkaya Platformundan etraftaki doğal kaleler: Akpara, Gökgöz, Pişmiş ve Kocabaş Kaleler Yazılıkaya Köyü, Han-
Eskişehir
4/16
Yazılıkaya Platformu, Yazılıkaya Köyü, Han-Eskişehir
Yazılıkaya platformunu dolaştıktan sonra Tutkun Kafeterya’ya geri dönüyoruz. Yürüyüş için son
hazırlıklarımızı yaptıktan sonra buradan araçla Çukurca Köyü’ne gidiyoruz. Aracımızı Kümbet
Köyü’ne yönlendiriyoruz ve saat 11.35’de bütün ekiple birlikte Çukurça Köyü’nden başlayarak Frig
Yolu’nun Rota-2.18 nolu parkurunu (Çukurca-Kümbet) yürüyoruz. Hava pamuk bulutlu ve yürüyüş
için çok ideal. Gerdekkaya Anıtı’nın önünden geçerek ormanlık ve yeşil tarlalar arasından, kırmızıbeyaz
yol işaretlerini takip ederek keyifle yürüyoruz. Üçağaç mevkiinde kısa bir mola veriyoruz.
Sorkun Yaylası’nda da kısa bir su molası verdikten sonra Asar Vadi içinden yürüyüşümüzü
sürdürüyoruz. Frig Yolu tabelasının olduğu noktada vadiden çıkarak Berberini kaya mezarının
önünden geçip Kümbet Köyü’nü tepeden görebileceğimiz doğal kale olan Kırkmerdiven’e
çıkıyoruz.
5/16
Gerdekkaya, Çukurca Köyü, Seyitgazi-Eskişehir
Gerdekkaya, Çukurca Köyü, Seyitgazi-Eskişehir
6/16
Frig Yolu Rota-2.18, Eskişehir
7/16
Frig Yolu Rota-2.18, Eskişehir
Frig Yolu Rota-2.18, Eskişehir
8/16
Kırkmerdiven’den Kümbet Vadisi ve Kümbet Köyü, Seyitgazi-Eskişehir
Kümbet Köyü, Seyitgazi-Eskişehir
9/16
Solon’un Mezarı (Aslanlı Mabet), Kümbet Köyü, Seyitgazi-Eskişehir
Yaklaşık 13 km uzunluğundaki parkuru tamamlayarak saat 16.00 gibi Kümbet Köyü’nde oluyoruz.
Bu köyden ayrılmadan önce heybetli bir kaya kütlesi üzerine kurulu Kümbet Köyü’nü ve bu kayalık
yerleşim yerinde bulunan Solon’un Mezarı’nı (Aslanlı Mabet) ve Himmet Baba türbesini
geziyoruz. Saat 16.40’da Kümbet Köyü’nden ayrılıyoruz. Eskişehir-Afyonkarahisar karayolunu
takip ederek geceyi geçireceğimiz Afyonkarahisar’ın Gazlıgöl termal bölgesinde bulunan Özgül
Termal’e gidiyoruz. Bugün fazla yürüdüğümüz ve biraz da dün gecenin yol yorgunluğundan dolayı
bugünkü gezi planımızda bulunan Ayazini ziyaretimizi yarına bırakıyoruz. Saat 17.30 gibi otelde
oluyoruz.
Günün yorgunluğunu otelin şifalı termal sularının altında çıkarıyoruz. Saat 19.30’da birlikye yemek
yemek için sözleşiyoruz. Yemeğin ardından çay içiyoruz, ekibin çoğu Sönmez hocanın yönettiği
Vampir oyununu oynuyor.
03 Haziran 2018 Pazar
Otelde yaptığımız açık büfe kahvaltının ardından çıkış yapıyor ve saat 09.50’de yola koyuluyoruz.
İlk durağımız, dün yorgunluktan gidemediğimiz Ayazini Köyü. Saat 10.10 gibi Ayazini’nde
oluyoruz. Yol üstündeki görkemli Oyma Kilise’yi gördükten sonra köy içinden geçerek köyün üst
başında bulunan Avdalaz Kale’ye araçla gidiyoruz. Bölgeye özgü tipik bir doğal kale özelliğinde
olan Avdalaz Kale bir karınca yuvası görünümünde.
10/16
Oyma Kilise, Ayazini, Afyonkarahisar
Avdalaz Kale, Ayazini, Afyonkarahisar
11/16
Avdalaz Kale, Ayazini, Afyonkarahisar
Avdalaz Kale ziyaretinden sonra geldiğimiz yoldan geri dönerek Eskişehir-Afyonkarahisar
karayoluna çıkıyoruz. Buradan Aslantaş, Yılantaş ve Maltaş’ın olduğu Köhnüş Vadisi’ne
giriyoruz. Aslantaş ve Yılantaş’ı fotoğrafladıktan sonra Burmeç mevkine gidiyoruz. Bu noktadaki
muhteşen antik yolu gördükten sonra araçla yürüyüşe başlayacağımız Işıkini Vadisi’ne gidiyoruz.
Vadi içindeki çeşmeden yürüyüşe başlıyoruz. Yürüdügümüz parkur Işıkini’ni Samanini’ne
bağlayan ve jeolojik oluşmların en yoğun olduğu Frig Yolu’nun Rota-1.13 (Burmeç-Aslankaya anıtı)
parkuru. Dünden kalan yorgunluğumuzdan dolayı bu parkuru kısa kesip Bayramaliler köyünde
yürüyüşümüzü sonlandırmayı planlıyoruz.
Saat 12:40 gibi yürüyüşe başlıyoruz. Ekibin çoğu yürüyor, sadece birkaç kişi yorgun olduklarından
dolayı bu yürüyüşe katılmıyorlar.
12/16
Antik Yol, Burmeç Anıtı (Frig Yolu, Rota-1.13), Afyonkarahisar
Işıkini Vadisi, (Frig Yolu, Rota-1.13), Afyonkarahisar
13/16
Emre Gölü, Döğer, Afyonkarahisar
14/16
Görselliği çok olan ve bol fotoğraflı bu yürüyüşümüzü saat 13.50’de Bayramaliler Köyü’nde
bitiriyoruz. Buradan araçımıza binerek yemek yiyeceğimiz Emre Gölü’ne gidiyoruz.
Yemekte sucuk var. Yemeğimizi Döğer’den Kahraman hazırlayacak. Göl kenarında Hüseyin Beyin
kulubesinin bahçesinde sucuklarımızı, tarladan kopardığımız taze soğan ve sarımsakla yiyoruz.
Yemeğin ardından Döğer beldesine giderek hızlıca Döğer Kervansarayı’nı gezdikten sonra saat
16.50’da dönüş yoluna geçiyoruz.
Teşekkür…
Frig Yolu’na ilgilerinden dolayı tüm katılımcılara, organizasyon için Recep Kulaber ve Sönmez
Erkaya’ya, doğada özgürce koşmanın verdiği keyfi bize hatırlatan Dost’a, biraz deli olduğumuzu
şarkıları ile hatırlatan “Cici Kızlar”a, bizi sağ salim ve konforlu bir şekilde Vadilere götürüp getiren
kaptanımız Mustafa İnan’a teşekkür ederim.
10 Haziran 2018
Ankara
15/16
Frigya
Frigya, günümüzde Ankara, Afyonkarahisar, Eskişehir illerinin tamamı; Kütahya ilinin büyük bir
bölümü ile Konya, Isparta ve Burdur illerinin kuzeyinde kalan coğrafyanın antik dönemdeki
adıdır. Bölge bu adı, M.Ö. 7. yy’da bu topraklarda parlak bir uygarlık kurmuş ve geride birçok
anıt bırakmış Frigler’den almıştır. Bu geniş topraklar içinde Friglerin en etkili oldukları bölge ise
arkeoloji literatüründe Dağlık Frigya olarak adlandırılan Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya
illerinin kesiştiği bölgedir.
Tarih
Bölgeye adını veren Frigler, Hititlerin dağılmaya başladığı M.Ö. 1200 yıllarından itibaren
Balkanlar’dan Trakya ve Boğazlar üzerinden Anadolu’ya giren Trak (Balkan) kökenli halklardır.
Bu göçler sonucu bölgeye yerleşen Frigler M.Ö. 9. yy başlarından M.Ö. 7. yy başlarına kadar
Eskişehir Ovası, Sakarya nehrinin kolları, Afyonkarahisar, Kütahya ile Ankara'nın doğu ve batı
bölümlerini kapsayan geniş bir alana yayılan güçlü bir krallık kurmuşlardır. Friglerin ilk kralı,
başkente de adını vermiş olan Gordios’dur. Oğlu Midas ise en meşhur Frig kralıdır, öyle ki
Midas’ın adı dünyaca bilinen iki efsaneye konu olmuştur. Friglerin kurduğu krallığın siyasi
başkenti Polatlı yakınındaki Gordion’dur (Yassıhöyük Köyü). Gordion’un yanısıra önemli Frig
merkezleri ise Pessinus ve Yazılıkaya-Midas kentidir.
Frig Krallığınaın başkenti Gordion’un (Yassıhöyük Köyü, Polatlı) yanı sıra Pessinus (Ballıhisar,
Sivrihisar), Midaeum (Karahöyük), Dorylaeum (Eskişehir) ve Midas (Yazılıkaya Köyü, Han)
diğer önemli Frig kentleridir. Midas şehri diğer Frig yerleşim yerlerinden farklıdır. Yüksek kaya
Platosu üzerinde kurulu kentte en görkemli Frig eserlerini; Yazılıkaya, Bitmemiş anıt, sunaklar,
antik yollar vs. görmek mümkündür.
Yazılıkaya Midas anıtının yanı sıra Köhnüş vadisinde bulunan Aslantaş, Yılantaş ve Maltaş;
Döğer yakınlarındaki Aslankaya, Burmeç Anıtı, Büyük ve Küçük Kapıkaya önemli Frig anıtlarıdır.
Bunların dışında Ayazini, Kümbet, Yazılıkaya ve İnli civarlarında birçok Frig eseri vardır.
FRİGYA
16/16
Friglerin ardından Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı egemenliği altına giren bölgede bu
dönemlere ait eserlerin bir kısmı günümüze kadar gelmiştir. Kümbet köyünde Solon’un mezarı,
köye adını veren Selçuklu eseri Himmet Baba Kümbeti bulunmaktadır. Bizans döneminde adı
geçen Seyitgazi’de (Nakoleia) Seyyid Battal Gazi külliyesi ve ayrıca Ayazini beldesinde Frig
eserlerinin yanısıra Bizans ve Roma dönemine ait eserler bulunmaktadır.
Frigler, M.Ö. 7. yy’da Kafkaslar üzerinden gelen Kimmerlerin saldırısı sonucu etkin güçlerini
yitirmişlerdir ama varlıklarını küçük gruplar halinde sürdürmeye devam etmişlerdir. Friglerin
ardından bölgeye daha sonra Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar egemen
olmuştur.
Frig Yolu (www.frigyolu.com)
Frig Yolu, Friglerin hüküm sürdüğü Ankara, Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya illeri arasında
kalan bölgede, antik yürüyüş yolları esas alınarak oluşturulmuş ve uluslararası standartlarda
işaretlenmiş uzun yürüyüş ve bisiklet yoludur. Yol, üç farklı noktadan; Gordion (Ankara),
Seydiler (Afyonkarahisar) ve Yenice Çiftliği (Kütahya) başlayarak Frigya topraklarına girer ve
Friglerin kalbi Yazılıkaya-Midas kentinde (Eskişehir) birleşir. 506 km uzunluğundaki yürüyüş
yolu Frig, Roma, Bizans ve Selçuklu uygarlıklarının özgün eserlerinin görülebileceği mekanların
yanı sıra Frig Vadilerinin sıradışı dokusunu ve dingin atmosferinin solunabileceği muhteşem
güzergahları takip eder.
----
Hüseyin Sarı
Telefon: 0 536 295 3555
e-posta: hsari100@gmail.com
www: http://huseyinsari.net.tr
Frig Yolu
Yürünen
Parkurlar
Rota-1
Rota-2
Rota-3

5 Haziran 2018 Salı

EMLER(3723)SERDAR AYRILMAZ ANMA FAALIYETI

ALADAĞLAR EMLER(3723M) SERDAR AYRILMAZ ANMA TIRMANIŞ FAALİYETİ.

Faaliyetin Adı: Aladağlar Emler (3723m) – Serdar Ayrılmaz Anma Tırmanışı
Faaliyet Tarihi: 19-20 Mayıs 2018
Faaliyeti Düzenleyen: Klosdağ İhtisas Kulübü
Faaliyet Sorumlusu: Sönmez ERKAYA
Kamp Yeri: Serdar Ayrılmaz DağEvi
Tırmanış Süresi: 7 saat tırmanış 3 saat iniş
Teknik Malzemeler: Kask, Baton
Hava Durumu: Tırmanış süresince açık güneşli rüzgarsız
Sporcular: Antrenör Sönmez ERKAYA, 6 sporcu Recep KULABER, Ali DOĞUYILDIZ, Mehpare Ertekin TEKSÖZ, Hilal ARIKOĞLU, Kübra DALGALI, Yusuf ALTAÇ



18 Mayıs 2018 Cuma
Aladağlar’a gitmeliyim dedim.Sabah saat 8:00 daha önce hiç gitmediğim ve tanımadığım zirvenin özlemiyle uyandım. Hemen Sönmez hoca ile irtibata geçtim ve yarın Aladağlar’da olacağını söyledi. Önceden planlansaydı bu kadar işim rast gitmezdi herhalde. Sıra aklımdakini Kübra’ya söylemek; zor olmadı kabul etti. Tek korkum Kübra’nın gece üşümesi ama düşündüğüm gibi olmadı. Aile fertlerinden izinler alındıktan sonra büyük bir çanta yaptım yıllardan sonra kampa gitmenin heyecanını yaşadım, uyku tulumumun kokusunu özlemiştim.
19 Mayıs 2018 Cumartesi
Sabah saat 06:00 uyandım, Kübra’yı da yoldan aldım, sonra dolmuşa bindik. Niğde otobüslerinin kalktığı durağa gittik. İlk araç saat 9:00’da geldi. Tabii bu arada Kübra biraz tedirgin
Onu rahatlatmak için yapmadığım köpeklik kalmadı neyse bu arada gruptan Sönmez hoca nasıl gelmemiz gerektiğini yazdı. Eski otogarda Çamardı minibüslerine binip Çukurbağ köyü, Martı mahallesinde inip traktörcü Mehmet (Şenol) abinin bizi alacağını söyledi. 1 saatlik yolculuk sonunda otogarda bizim dağcı olduğumuzu anlayan beyefendi bizi yönlendirdi ve TDF eğitimine katılan dağcılarla birlikte traktörcü Mehmet abinin evine geldik. Sıcak karşılamadan sonra herkesle tanıştık. Köy kahvaltısı yaptık. Sönmez hoca ekipten bir kaç kişi ile geldi çantaları pikapa yükledik. Serdar Ayrılmaz’ın abisi Utku hocanın dağ evine gittik. Serdar abinin ailesiyle tanıştık ve hep beraber Serdar hocanın mezarına gittik.


Dönüşte yine dağ evine geldik. Öğleden sonra yağış görüldüğü için geceyi dağ evinde geçirdik. Dağ evinin en güzel odasını bize tahsis ettiler. Salonun hemen üstündeki ağaç evi andıran asma katı Kübra ile ben çok sevdik. Yuvarlak penceresinden Aladağlar gelin artık diyordu. Utku abi akşam yemeğinde bize mangal yaktı ve el yapımı vişne şarabı ikram etti. Serdar abinin sevdiği türküler ve anılar geceye eşlik etti. Ben kendisiyle şahsen karşılaşmasam da yaşam şekli ve insanların anlattıkları beni ona bağladı ve ortamda onun varlığını hissettim. Ağlamamak için kendimi sıktım bademciklerim şişti, güzel insan nur içinde yat. Gecenıin sonuna doğru kalk saati kararlaştırıldı 03:00.
20 Mayıs 2018 Pazar
03:00 da traktörcü Mehmet abi bizi almaya geldi ve Soğuk Pınar kamp alanına bıraktı. RAKIM 2000. Benim az da olsa tecrübem var ama Kübra’nın yoktu ve çok tedirgindi. Gecenin parlement mavisinde kafa ve el fenerlerimizle yürümeye başladık. İlk kapıya ulaşana kadar dağın değişik bölgelerinde dağcılar yürüyüşe çoktan başlamıştı, ateş böcekleri gibiydiler. 50 kişilik İstanbul grubu bizim 2 km. önümüzden ilerliyordu. Birinci kapıda onları yakaladık ve bir süre onlarla devam ettik. Belirli noktalarda beşer dakikalık molalar verdik, benim öksürüğüm gittikçe arttı. Neyse şu anda geçtiğimiz güzergahların ismini bilmeden rapor yazmak biraz saçma olsa da zirveye 1 saat kala gruptan ayrıldık. 3000 metreye ulaştığımızda midem ve ellerim şişti. Öksürüğüm arttıkça beni boğmaya başladı. Oradan geri dönmeyi düşündüm ve içimden kendime dedim ki: “Dönersen bir daha adım atamazsın buralara!” Kısaca tehdit ettim kendimi :).

sönmer erkaya,recep kulaber





Kübra’nın ilk tırmanışı olmasına rağmen çok ciddi bir dirayetle yoluna devam etti. Başlangıçta beni özlü ve orjinal küfürleriyle yıkasa da onu tebrik ediyorum. Saat 8:45 ve zirvenin hemen aşağısında mola verdik. Yüksek irtifadan kaynaklı mı desek oksijensizlikten mi desek bilemedik yıllarca Türk insanının diline dolanmış şarkı ve türkülerin anlamsız sözlerine takıldık ve Sönmez hocanın espirili yorumlarıyla: ‘Manda söğüde yuva yapıyor bişey demiyorsunuz, yavrusunu sinek kapıyor ona sesinizi çıkarmıyorsunuz da’ ama şalvarın içine düşen ateş dikkatinizi çekiyor yani !!! sonra Safiye’ye karyola dar geliyor:)))’ demesi hepimize doping gibi geldi. 15 dakilalık dopamin molasından sonra yer yer kar ve buzlu yer yer çarşaklı 700 metrelik son dikeyden zirveye yürümeye başladık. Hayatımda ilk defa bir şeyin sonunu görme arzusu beni yavaşlattıkça yavaşlattı, çok garipti yaklaştıkça uzaklaşan sabrımı sınayan tutarsız bir güdülenmeyle yoluma devam ettim. Sağlık problemlerimden hiç bahsetmiyorum artık ama psikolojim bir anda çöktü. Mehpare ile en arkadan gelirken “çok oksijen, yavaş adımlar” taktiğini öğrendim. Bu arada ondan hiç bahsetmedim şöyle ifade edeyim ‘google gibi kadın’ başka bir tarifi yok. İnsan olarak da çok tatlı, ekibimizin diğer fertleri de ayrı güzel insanlar ama o ayrı :). Zirveye 100 metre kala buz ve kar iyice yıldırdı beni. Kübra önden yardırdı gidiyor tabi  neyse biraz kaya ve buz tırmanışından sonra zirveye ulaştık. Bu arada 50 kişilik İstanbul grubu 20 kişiyle zirveye geldi. Kalan 30 kişi geri dönmüş:).




Zirveye kavuştuğumda kulaklarımda bir şarkı: SANTANA-BLACK WOMEN ne alakaysa, etrafımda Aladağlar’ın görkemli zirveleri, Ihlara vadisi ve gördüklerimi görmesini istediğim insanların hayali vardı. Ürkütücü saygı duyulası bir güzellik karşısındaydım aynı zamanda tepesindeyim. Ekip tamamlandıktan sonra fotoğraflar çekildik, sloganımızı attık ve dönüş için hazırlandık. Erken ayrılmak zorundaydık, malum 20 kişi bizi bekliyordu. İniş epey zor görünüyordu ama kısmen zorluk çektim, bu arada zirveye ilk varan Kübra’ydı:)


Belime kadar saplandım, yer yer çaşaklara sürtündüm ama sonunda dikeyi inebildim. Batonun ne işe yaradığını daha yeni öğrendim, Bursa’da anlam veremiyordum gerçekten önemli bir teknik malzeme en kısa zamanda ilk onu alacağım.



Tüm ekip indikten sonra dönüş rotamıza koyulduk. Fazla mola vermedik. Bazı güzergahları kayarak indik. Ben yine çarşaka sürtündüm neyse ki bişey olmadı. Dönüşümüz baya hızlı oldu çünkü yağmur geliyordu. Soğuk Pınar kamp alanına 1 km. kala parlak ve yeşil taşlar buldum bir kaç tane aldım, kamp alanında mutlu ve gururlu pozlar verdikten sonra kıl çadırda çayımızı içtik ve traktörcü Mehmet abinin arabasıyla dağ evine döndük.


30 yıllık yaşamımda mutlulukla hatırlayacağım sayılı anılardan bir tanesini bana yaşattığınız için çok minnettarım her şey için çok teşekkür ederim. Sizi iyi ki tanımışım.
HİLAL ARIKOĞLU/NEVŞEHİR